2016 Yılı Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Bakliyat Yılı” olarak ilan edilmişti. Takip eden süreçte ise her yılın 10 Şubat günü “Dünya Bakliyat Günü” olarak belirlenmişti. Borsamız tüm bu zaman zarfında bakliyatın çok yönlü faydalarının anlatılması, üretiminin artırılması ve tüketiminin özendirilmesine yönelik çok çeşitli çalışmalara imza atmıştır.
Borsamız Sektöre Yönelik Çalışmalarını Sürdürüyor
Örneğin, dünya genelinde kutlanan 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü etkinlikleri çerçevesinde, Borsamız 2016 yılından bu yana düzenlenen beş etkinliğe de sektörün tüm paydaşlarını kapsayacak şekilde ev sahipliği yapmıştır.
Ayrıca aynı amacın yerine getirilmesine yönelik olarak kamu spotu hazırlanması, tanıtım çalışmaları, öğrencilerimize bakliyat dağıtımı vb. projelerde Borsamız ya proje yürütücüsü ya da proje ortağı olarak yer almıştır.
Diğer yandan; Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce yapılan “Türkiye’de Yemeklik Tane Baklagil mevcut durumu, sorunları ve tüketim yapısının belirlenmesi” projesinin gerçekleştirilmesinde Borsamız aktif katkı sağlamıştır.
Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde, TAGEM tarafından hazırlanan ve Borsamızın yer aldığı 'Baklagil Sektör Politika Belgesi' 19 Aralık 2019 tarihinde Bakanlığımızın resmi internet sitesinde yayınlanmıştır. Bu kapsamda, bakliyatın “özel ürün” statüsünde değerlendirileceği açıklanmıştır.
7 Şubat 2020 tarihinde, ülkemizde baklagil konusunda ar-ge, ıslah vb. çalışmalar yapan TAGEM ve Tarımsal Araştırma Enstitü Müdürlükleri ile Tarım Orman Bakanlığı yetkilileri ve sektör temsilcilerinin katılımıyla “Baklagil sektöründe Ar-Ge çalışmaları ve sanayi iş birliği” konulu toplantının ikincisi Borsamız ve Ulusal Baklagil Konseyi iş birliği ile Mersin’de düzenlenmiştir.
Pandemi Sürecinde Bakliyatın Değeri Daha İyi Anlaşıldı
Nitekim tüm bu çalışmaların ne kadar yerinde olduğuna özellikle son bir yıldır yakından şahit oluyoruz. Dünya genelinde yaşanan virüs salgınıyla birlikte tarım ve gıda sektörünün ne kadar stratejik ve bakliyatın ne kadar değerli olduğu çok daha iyi anlaşıldı.
Bunun başlıca sebebi ise tüketicilerin böylesi riskli dönemlerde satın alma kararlarını verirken sağlıklı, ekonomik ve bozulmadan uzun süre muhafaza edilebilen ürünleri tercih etmeleridir. Yaşanan salgının henüz kanıtlanmış bir tedavisinin olmadığı da dikkate alındığında bakliyata yönelik talebin devam edeceği kanısındayım.
Kırmızı Mercimek İhracatında 3. ve Nohutta 6.’yız
Bakliyata yönelik talebin oldukça arttığı bu dönemde ise ülkemiz gerek iç tüketimin karşılanması gerekse ihracat performansı açısından bir sorun yaşamadı. 2020 yılı itibariye ülkemizin bakliyat üretimi 1.3 milyon ton seviyesine ulaştı. Bunun yüzde 49’luk bölümünü nohut, yüzde 29’luk kısmını mercimek ve yüzde 22’sini kuru fasulye oluşturdu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istatistiklerine göre 2020 yılında ülkemiz 131 farklı ülkeye bakliyat ihracatı gerçekleştirmiştir. 514 bin ton düzeyinde gerçekleşen bu ihracattan elde edilen gelir ise 370 milyon dolardır. Ülkemiz bakliyat ihracatının yüzde 91’ini kırmızı mercimek (yüzde 65) ve nohut (yüzde 26) oluşturmaktadır.
Kırmızı mercimekte Sudan, Irak, Mısır ve Almanya en önemli pazarlar olarak ön olana çıkmaktadır. Bu dört ülke 336 bin ton düzeyindeki kırmızı mercimek ihracatımızın yüzde 48’ini (162 bin ton) gerçekleştirmektedir.
139 bin ton seviyesindeki nohut ihracatımızın ise yarısını Pakistan, İtalya, İsrail, Suriye ve Lübnan’a yapmaktayız.
Türkiye şu anda dünya kırmızı mercimek ihracatında 3’ncü ve nohut ihracatında ise 6’ncı sırada yer almaktadır.
Bakliyat İhracatına En Önemli Katkı Mersin’den
Ülkemizin sergilediği bu performansta kent olarak Mersin ön plana çıkmaktadır. Türkiye’nin 2020 yılında gerçekleştirdiği bakliyat ihracatının yüzde 73’ü Mersinli firmalar tarafından yapılmıştır.
Ayrıca, Türkiye’de kurulu olan bakliyat işleme tesis kapasitesinin yaklaşık yüzde 70’i Mersin’dedir. İlimizdeki firmaların kırmızı mercimek işleme kapasitesi yıllık bir milyon tonun üzerindedir. Kuru fasulye, nohut ve yeşil mercimek eleme kapasitesi ise yıllık 1,5 milyon dolayındadır.
Diğer yandan kentimizde 300’e yakın firma bakliyatın ticaret ve sanayisi ile iştigal etmektedir. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarladan sofraya kadar geçen süreçte, bakliyat sektörü kentimizde on binlerce kişiye doğrudan veya dolaylı olarak istihdam sağlamaktadır.
Oluşan Farkındalığı Artırarak Sürdürmeliyiz
Sonuç olarak, 2016 yılında Uluslararası Bakliyat Yılı ile başlayan, sonrasında 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü ile devam eden ve pandemi sürecinde daha da güçlenen bir farkındalık söz konusu.
Bundan sonraki aşamada bakliyatın bu çok yönlü faydalarına ilişkin oluşan önemli farkındalığın başta genç nesillerimiz olmak üzere artarak devam etmesini sağlamamız gerektiği kanaatindeyim.
Ana hedefimiz bakliyat üretimi ve tüketimini daha da artırmak olmalıdır. Böylece, ülke olarak, sektörümüz 1980'li yıllarda yaşadığı altın çağını yeniden yakalayabileceği gibi bakliyatta hem iç hem de dış ticaretin merkezi olan Mersin de konumunu daha da güçlendirecektir.
Ö. Abdullah Özdemir
Mersin Ticaret Borsası
Yönetim Kurulu Başkanı